DOSAB’da Marmara Denizi için önemli imzalar atıldı!

Güncelleme: 17 Şubat 2025, Görüntülenme:679

2021 yılında Marmara Denizi’nde görülen müsilaj sorunu neticesinde Marmara Denizi Eylem Planı yayımlandı. Bu plan kapsamındaki maddelerden birisi de Marmara Denizi’ne bağlanan dere, çay ve akarsular üzerinde yayılı kirliliğin önlenmesi adına çeşitli ekolojik uygulamaların yapılmasıydı.

Bu kapsamda Uludağ Üniversite’nin 2021 yılında başarıyla sonuçlandırdığı TÜBİTAK Projesi, müsilajda önemli bir paya sahip olan azot ve fosfor yükünün gideriminin bitkiler aracılığıyla sağlanması oldu. Bu projenin yürütücüsü Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Ayşegül Akpınar’dı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı çalışmayı geniş ölçekte uygulamaya değer buldu. DOSAB’ın finansman desteği ile projenin Karacabey çapraz Çayı üzerinde büyük ölçekte hayata geçirilmesi için iş birliği protokolü imzalandı.

Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Merkezi’ndeki imza törenine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Fatih Turan ile bakanlık ve Bursa İl Müdürlüğü yetkilileri, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ve öğretim üyeleri, DOSAB Başkanı Levent Eski ve yöneticiler katıldı.

DOSAB BAŞKANI LEVENT ESKİ: DOSAB ÖNCÜ OLMAYA DEVAM EDİYOR

DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Levent Eski, toplantının açılışında yaptığı konuşmada üretim, istihdam ve ihracat anlamında Bursa ve ülke ekonomisine önemli katkıları olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“DOSAB aynı zamanda eğitim ve sağlık alanı başta olmak üzere, sosyal sorumluluk proje ve yatırımlarıyla da toplumumuzun refah seviyesini yükseltmeye önemli katkılar sunmaktadır.

Bu kapsamda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın koordinasyonunda hazırlanan ‘Marmara Denizi Eylem Planı’ ile yayılı kaynaklı kirliliğin kontrol altına alınmasına yönelik Bursa Uludağ Üniversitesi bünyesinde 2021 yılından beri gerçekleştirilen çalışmanın yaygınlaştırılmasında paydaş olmanın gururunu yaşıyoruz.

Bu çalışma çerçevesinde Karacabey Çapraz Çay üzerinde yüzer bitki adalarının oluşturulması ve böylelikle Marmara Denizi’ne tatlı su kaynaklarıyla ulaşan kirliliğin bilimsel, çevreci ve yeni bir yaklaşımla bertaraf edilmesine katkı sağlamaktan mutluluk duyduğumuzu belirtmek isterim.

DOSAB’da gerek bölge müdürlüğümüz olarak gerekse sanayicilerimiz anlamında, bizler bugüne kadar OSB uygulamaları anlamında birçok ilk ve öncü projeye imza attık. Çevre dostu bir yaklaşımla 2021 yılında hizmete aldığımız, endüstriyel atıksu geri kazanım tesisimiz prosesi ve ölçeği bakımından da ilk ve öncü bir yatırımdı.

Bugün burada imzalarını atacağımız iş birliği protokolü kapsamındaki bu çalışma da bizim için anlamlı olduğu kadar ilk olması bakımından da büyük önem taşıyor. Bu imzaların beraberinde yeni çalışma alanlarının ve iş birliklerinin oluşmasına da katkı sağlaması, Bursamız ve ülkemiz adına faydalı ve hayırlı olmasını temenni ederim.”

PROF.DR. İRFAN KIRIŞTIOĞLU: PROJEDEN BEKLENTİLERİMİZ YÜKSEK

Bursa Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu da yaptığı konuşmada, proje ile ilgili beklentilerinin yüksek olduğunu söyledi.

Kırıştıoğlu şunları söyledi:

“Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında kirliliğin kontrol altına alınmasına yönelik Karacabey Çapraz Çayı üzerinde kurulacak yüzer bitki adaları ile çevresel kirliliğin azaltılmasına yönelik böyle bir iş birliği protokolüne imza atmaktan mutluyuz.

Bursa Uludağ Üniversitemiz; 2021 yılında Öğretim Üyemiz Ayşegül Akpınar yürütücülüğünde, Prof.Dr. Asuman Cansev ve Prof. Dr. Bülent Barış hocalarımızın danışman olarak yer aldığı bir TÜBİTAK Projesi yürüttü. Bu projenin olumlu sonuçlanmasına istinaden bugün buradayız.

Söz konusu TÜBİTAK Projemiz kapsamında Türkiye’de ilk olarak yüzer bitki adaları kurularak Marmara Denizi’ne bağlanan Çapraz Çay’da çalışmalar yapıldı ve başarılı oldu. Bu başarı projenin daha büyütülmesine fırsat tanımıştır. Üç kurum arasındaki iş birliği protokolümüzün temel amacı budur.

Protokol çerçevesinde bilimsel araştırmalar olacak, sanayi ile iş birliğimiz güçlenecektir. DOSAB operasyonel giderler için finansman sağlayacak ve saha uygulamalarını üstlenecektir. Üniversitemiz bilimsel uygulamaları yürütecektir.

Bunun için hem Bakanlığımıza hem DOSAB’a, Bursa Uludağ Üniversitemiz adına teşekkür ediyorum.

Üniversite Sanayi iş birliğini ortaya koyacak ve Bursa’ya ciddi katkı sağlayacak bir proje olacaktır. Umarım sonuçları güzel olur. Sonuçları bakımından da beklentilerimiz çok yüksek.”

PROJE, MARMARA DENİZİ EYLEM PLANI’NA DAYANIYOR

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Fatih Turan da yaptığı konuşmada, anlamlı bir protokol için Bursa ve DOSAB’da olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Turan şunları söyledi:

“Protokolün temeli, 2021 yılında Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sonrasında 6 Haziran 2021 tarihinde yayımlanan Marmara Denizi Eylem Planı kapsamındaki maddelerden birisine dayanmaktadır. Bu maddede; Marmara Denizi’ne bağlanan dere, çay ve akarsular üzerinde yayılı ve noktasal kirliliğin önlenmesi adına çeşitli ekolojik uygulamaların yapılması kararı alınmıştır.

Bu konuda bugüne kadar değişik denemeler yapıldı ve Uludağ Üniversitemizin Ayşegül Akpınar Hocamız öncülüğündeki bu çalışmasını inceledik ve uygulamaya değer bulduk. Bu çerçevede Üniversite-sanayi ve bakanlık iş birliği ile böyle bir çalışmaya başlamış bulunuyoruz.

Marmara Denizi’ndeki müsilajın temel sebebinin, evsel atıkların atıksu arıtma tesislerinden veya kanalizasyon atıklarının arıtılmadan direk olarak denize verilmesi kaynaklı olduğunu biliyoruz.

Azot ve fosfor giderimi yapılmadığında ve iklim değişikliği etkisi altında müsilajın tekrarlanması kaçınılmaz. Son dönemde yine müsilajın emarelerini Marmara Deniz’nde görüyoruz. Son birkaç ay içinde Mudanya, Gemlik, Bandırma, Tekirdaq Şarköy, İstanbul Adalar, Bostancı ve Çanakkale taraflarında balıkçıların ağlarına takılan müsilaj örnekleri görüyoruz. Hava şartlarına bağlı olarak deniz yüzeyinin altından yüzeye de çıkıyor.

Bu çerçevede öncelikli olarak Marmara Denizi’ne kıyısı olan 7 ilimizde evsel atıksu arıtma tesislerinin ileri düzeye dönüşmesi ile alakalı eylemleri takip ediyoruz. Aynı zamanda sanayi tesisleri, tarımsal ve deniz araçları kaynaklı kirliliği azaltmak amacıyla bakanlık olarak her türlü çalışmayı yürütüyoruz. Hem denetim hem de bu tür çalışmalara dönük akademi, sanayi iş birliği ile çalışmalar yapıyoruz.

Marmara Denizimiz elbette çok kıymetli ve özel çevre koruma alanı ilan edildikten sonra hassasiyetimiz arttı. Bu hassasiyeti herkesten de bekliyoruz.

Bugün buradaki protokolün amacı Marmara Denizi’ne bağlanan akarsular üzerinde denize ulaşmadan bu kirliliklerin kaynağında ekolojiK, doğal, bitkisel yöntemlerle azaltılmasına dönük iş birliğidir. Bu çalışmanın sonuçlarına göre biz bakanlık olarak Marmara Denizi’ne bağlanan tüm akarsular üzerinde bu projeyi uygulamak ve yaygınlaştırmak istiyoruz.

Demirtaş OSB hem atıksu arıtma tesisleri, hem endüstriyel atıkların bertarafı ve yönetimi konusunda hep öncü olmuştur, yenilikçi yaklaşımları benimsemiştir.

Böyle bir işbirliği içinde oldukları ve katkı verdikleri için DOSAB’a şükranlarımı sunuyorum. İş birliğimiz ve projemiz hayırlı olsun.”

AYŞEGÜL AKPINAR: TİTİZ VE BİLİMSEL ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYORUZ

Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşegül Akpınar da projenin içeriği ile ilgili olarak bilgiler verdi.

Akpınar, “Bilimsel anlamda gelecek vaat eden bu çalışmanın ilk adımlarında bize destek olduğu için DOSAB ve sanayicilerine teşekkür ediyorum. Bakanlığımız ve üniversiteme de ayrıca şükranlarımı sunuyorum” dedi.

Akpınar, proje ile ilgili şunları söyledi:

“2021 yılında müsilaj problemi gündeme geldiğinde, Marmara Denizi’ne açılan Karacabey Çapraz Çayı üzerinde pilot bir çalışmamız oldu. Marmara Denizi’ne yayılan kirlilikte ve müsilajda önemli bir payı olan azot ve fosfor yükünün giderimini nasıl sağlarız? Amacımız bu soruya yanıt bulmaktı.

Ekolojik bitkilerin kullanıldığı bir yaklaşımla bunu çözebileceğimizi TÜBİTAK Projemizde gördük. Başlangıçta 11 bitki adasını üç farklı lokasyonda kurduk. İkisi Çarpaz Çayı üzerinde bir lokasyon da Nilüfer Çayı üzerindeydi. Bu bitkilerin çeşitli kirleticileri kendi bünyesinde biriktirebilme özelliğinden yararlanarak, ekolojik çözümü başarıya taşıdık. Akümilasyon kapasiteleri azot ve fosfor bakımından oldukça yüksekti. Tabii ki bu bitkiler sadece bu iki yükü biriktirmiyor, farklı kirleticileri de çeşitli bitkiler bünyelerinde tutabiliyor.

Bu bitkileri seçerken öncelikle alanın kirleticileri ve kirlilik potansiyeli ile ilgili bir belirleme yapıyoruz. Buna bağlı olarak bu kirlilikleri bertaraf edebilecek bitkilerin seçimini yapmamız ve plantasyonu buna göre uygulamamız önem arz ediyor. Yanlış bitki seçimi ile ekolojiyi ve biyoçeşitliliği kötü hale getirebilirsiniz. Bunun için iyi araştırma yapılıp kirleticinin iyi belirlenmesi ile anlamlı hale getirilmesi gerekiyor.

Bugün burada başarıyla sonuçlandırdığımız TÜBİTAK Projesinin daha büyük ölçeğe taşınması ve yaklaşık bin adaya ulaştırılması için iş birliği protokolü yapılıyor. Büyük bir plantasyon kuracağız. Bunun için bizler Bakanlığımız nezdinde Çapraz Çayı üzerinde daha derin araştırmalar yaparak su analizleri gerçekleştirdik. Çapraz Çay; Uluabat, Susurluk ve Nilüfer çaylarından birçok kolun bağlı olduğu büyük bir su kaynağı... Kirliliğin nerelerden ve nasıl geldiğini ve doğru bitki adalarını hangi noktalara kuracağımızı belirledik. Dolayısıyla biz hazırız.

Bugünkü protokolün hayırlı olmasını diliyorum, Bursa ve Marmara Denizimiz için… Böyle bir yeni alanda üniversitemiz olarak öncülük ettiğimiz ve bilimsel anlamda anlamlı sonuçlar elde ettiğimiz için gururlu ve mutluyum. Allah utandırmasın.”



dosab cevre protokol imza (1)
dosab cevre protokol imza (2)
dosab cevre protokol imza (3)
dosab cevre protokol imza (4)
dosab cevre protokol imza (5)
dosab cevre protokol imza (6)
dosab cevre protokol imza (7)
dosab cevre protokol imza (8)